Yukarıdaki Fotoğraf : https://www.sabah.com.tr/galeri/teknoloji/kayip-kita-atlantis-nerede-efsanesi-dogru-mu
Kayıp şehir Atlantis, antik çağlarda var olduğu söylenilen olağanüstü bir şehirdir. Atlantis, Yunanca “Atlas’ın adası” demektir. Atlantis hakkında bildiğimiz her şey 2400 yıldan daha fazla zaman önce bu şehir hakkında yazılar yazan Yunan filozof Platon’dan geliyor. Platon Atlantis’i ilk kez “Timaeus” ve “Critias” diyaloglarında anlattı. Platon’un anlattıklarına göre Atlantisliler Atlas okyanusundan Doğu Akdeniz’e uzanan saldırgan bir imparatorluktu. Anlatısına göre şehrin, Cebelitarık Boğazı’nın ilerisinde olduğunu ve Libya ve Asya’nın birleşiminden daha büyük bir ada olduğunu söylüyor. Başkentleri Atlantis, bir limandır ve 3 eş merkezli kara ve su halkasından yapılmış eşsiz bir şehirdir. Platon’a göre Batı Avrupa’dan Afrika’ya birçok yer fethetmiş ayrıca Atina’yı da fethetmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Platon Atlantis’i Atlas adında güçlü bir kral tarafından yönetilen büyük bir zenginlik ve refah ülkesi olarak tanımladı. Merkezinde su tanrısı Poseidon için yapılmış bir tapınak bulunuyordu Atlantisliler burada boğa kurban ederlerdi. Ayrıca bu şehir köprüleri ve kanalları birbirine bağlardı. Geniş merkezi bir kanal, şehir boyunca uzanır ve tapınağı denize bağlardı. Hepsi tek bir günde korkunç bir şekilde son buldu. Atlantis, refahına rağmen yozlaştığı ve çöktüğü için halkı, şehrin dalgaların altına batmasına ve yok olmasına neden olan depremler ve sellerle tanrılar tarafından cezalandırıldı. Deprem ve tsunamiler şehri yok etti ve suyla çamurun altına gömdü.
Fotoğraf : https://www.sabah.com.tr/galeri/teknoloji/kayip-kita-atlantis-nerede-efsanesi-dogru-mu/2
Atlantis, neden yüzyıllar sonra bile bu kadar popüler?
Yunan filozof Platon’un eseri, insanların kötü yanlarını konu almasaydı, Atlantis çoktan unutulacaktı. Atlantis efsanesi, gelişmiş bir medeniyette yaşayan halkın, açgözlü olup ahlaki yönden çökmesi ve tanrılar tarafından cezalandırılmasını anlatır. Aynı zamanda Atlantis efsanesinin gerçek olaylara dayanması da hala konuşulmasına sebep oluyor. Çok az sayıda araştırmacı Atlantis’in var olduğuna inanıyor. 1985’te Titanik’i bulan kâşif Robert Ballard, Atlantis’in gerçekten var olduğuna inanmıyor çünkü yapılan araştırmalarda hala elle tutulur kanıt bulunamadı. Yine de Ballard, tarihte Atlantis’in yok olma şekline benzer bir hikâyenin daha olması, Atlantis hikâyesinin gerçekçiliğini arttırdığını söylüyor. Ballard’ın bahsettiği hikâye ise 3.600 yıl önce büyük bir patlama ile yok olan Santorini adasıdır. Santorini’de, Minos adında gelişmiş bir topluluk yaşıyordu. Minos Medeniyeti, volkanik patlama ile ortadan kayboldu. Bazı kişiler bu adanın Atlantis olabileceğini düşünse de Ballard, aynı fikirde değil. Çünkü adadaki patlamanın tarihi ile Atlantis’in yok olduğu söylenilen tarih uyuşmuyor.
Fotoğraflar : https://www.greecehighdefinition.com/blog/new-2020-discoveries-in-santorini-about-the-lost-atlantis
Platon’un Atlantis efsanesindeki asıl anlatmak istediği şey ne?
Platon aslında, Antik Atina’nın büyük bir şehir olduğunu ve Atina’nın, yabancı saldırganlara karşı kendi egemenliklerini savunabilen insanlarını anlatmak amacıyla Atlantis hikâyesini anlatıyor. Hikâyenin ahlaki yönü ise zenginlik ve güç için açgözlülüğün sadece felaket getireceğidir.
Platon’dan sonraki diğer yazarlarda Atlantis hakkında yorumlar yaptı. Atlantis, Yunan yazar Plutarhos’un çalışmalarında yeniden konu olarak ortaya çıkmaya başladı ve bu sayede yüzyıllar boyunca, Rönesans, Francis Bacon’un Yeni Atlantis‘i, Thomas More’un Ütopyası gibi günümüze kadar ulaşan ve sürekli değişkenlik gösteren fikirler aracılığıyla tartışılmaya devam ediyor.
Yazar: 11 Fen Sınıfı – Elifnur Demircioğlu
Yorumlar