Sylvia Plath

HomeDergiEdebiyat

Sylvia Plath

Yukarıdaki fotoğraf: www.bbc.com/culture/article/20210720-sylvia-plath-the-literary-icon-destined-to-remain-an-enigma

Sylvia Plath (1932-1963) Lowell, Roethke, Ginsberg, Berryman ve Anne Sexton gibi şairlerin de öncüsü olduğu gizdökümcü (itirafçı) edebiyatın temsilcilerindendir. İlgi çeken trajik intiharı ve özgün eserleriyle XX. yüzyılda büyük ses getiren yazarlardan biridir. Otobiyografik romanı Sırça Fanus da   kendini ölü bir kelebek olarak niteleyen Sylvia Plath Avusturyalı bir anne ve Alman bir babanın ilk çocuğu olarak Boston’da doğmuştur.

Sylvia Plath yazın hayatına çok küçük yaşta başlamıştır. Plath, ilk şiirini sekiz yaşındayken yazdı. Bu şiiri “Poem” ismiyle Boston Heralds gazetesinde yayımlandı. Gençlik yılları çok başarılı geçse bile şairin hayatı boyunca ona eşlik eden depresyon ve hayatındaki problemler; onu intihara sürükledi. Plath, eğitim hayatı boyunca gittiği tüm okulları burslar kazanarak okudu. Smith College’a giderken Mademoiselle dergisinde misafir yazar olarak çalışmaya başlaması Plath’ın kariyerinde önemli bir yere sahip oldu. “Sırça Fanus” isimli romanını burada yaşadığı olaylardan esinlenerek yazdı. Ayrıca burada geçirdiği süre boyunca “Günlükler” adlı kitabını da kaleme aldı.  Depresyonla boğuşan Plath, 1950 yılında Smith College’de okurken ilk intihar girişimini gerçekleştirdi ve bir akıl hastanesinde tedavi görmeye başladı. Smith College’den başarı belgesiyle mezun oldu, Cambridge Üniversitesi’nde eğitim görürken yazdığı tez onu edebiyat dünyasında başarıya götürdü. Plath, aynı zamanda 1956 yılında evleneceği İngiliz şair Ted Hughes ile burada tanıştı.

Sylvia Plath’ın babası Otto Plath, başarılı bir arı uzmanıdır. Aynı zamanda 1934 yılında “Tüylü Arılar ve Yaşamları” adında bir kitap yazmıştır. Sylvia’nın eserlerinde babasının etkisi çoktur. Otto Plath, Sylvia sekiz yaşındayken, diyabet yüzünden öldü. Sylvia hayatı boyunca babasını kaybetmesinin yol açtığı acıyla birlikte yaşadı. 1962 yılında, beş şiir yazdı, bunlar arı şiirleriydi. Bu şiirler Ariel adlı koleksiyonunu bitirecek olan şiirler olarak görülüyordu ama ölümünden sonra, hayatının son anlarında yazdığı, daha depresif olan “Kenar” ve “Kelimeler” şiirleriyle değiştirildiler.

Kadıların köleleştirilmesini, kadınların isyanını ve öfkesini şiirlerine yansıttı. Yaşamı boyunca hayatı sorguladı, yaşadığı yoğun acıyı kaleme aldı ve hayatı boyunca bir ben yaratmak için uğraştı. Dışardan çok yalnız olarak görünse de o farkındalığını yazarak gösterdi. “Henüz gidilmemiş yolları merak ediyorum” diyen Plath, özgün olmak istiyordu. Günlüğünde o dönemde yaşamış kadın yazarları özgün olmamakla eleştirdi. İngiltere’ye doğru yola çıktığında yeni hayatı için çok heyecanlıydı. Hayatı genç yaşta edebiyat çevresiyle kesişen Plath yazın dünyasında da etkili olan kadın erkek eşitsizliğine tepki duydu. Otobiyografik özellikler gösteren Sırça Fanus romanı Amerikan edebiyatının ilk feminist romanı sayıldı kadın bedeni, kadın öfkesi bir akım şeklinde açığa çıkma cesareti buldu.

Fotoğraf: www.independent.co.uk/arts-entertainment/books/news/sylvia-plath-ted-hughes-letters-auction-b1876838.html

Ted Hughes’la evlendikten sonra Boston’da yaşamaya başladı. Plath ve Hughes, Londra’da yaşadıktan sonra North Tawton’a taşındılar. 1960 da ilk şiir kitabı “The Colossus” yayımlandı ve olumlu eleştiriler olan Sylvia aynı yıl ilk çocuğu olan kızı Frieda Hughes’ı dünyaya getirdi. Plath oğlu Nicholas Hughes doğduktan sonra eşinin sadakatsizliğine karşı çıkarak kendini daha öfke dolu şiirlerle ifade etti. İnsanlar Plath’ın, eşinin edebi gölgesi altında kaldığını düşünse bile aslında o eşi Ted’in erkek egosunun baskınlığı altında sessizleştirildi. Plath, 11 Şubat 1963 sabahı; uzun süre duyduğu acı ve depresyonun sonunda intihar ederek hayata veda etti. Bu maratonun sonucunda yazılan şiirleri Ariel isimli bir kitapta toplandı ve bu şiirlerden en beğenilenleri de Lazar Hanım “Lady Lazarus” ve Babacığım “Daddy” oldu. 1982 yılında Plath öldükten sonra Pulitzer Ödülü’nü kazanan ilk şair oldu.

 Bu ödülü Ted Hughes’ın bir araya getirdiği “The Collected Poem” adlı kitabı ile kazandı. Hughes kitabın önsöz kısmında onun şiirlerini önemsediğini belirtti ve şöyle ekledi:

 “Eğer önünde duran odundan bir masa yapamasaydı, yaptığı bir sandalye ya da bir oyuncak için bile mutlu olabilirdi.”

 Plath’ın İngiltere’de, West Yorkshire’de yer alan mezar taşına defalarca zarar verildi; ilk olarak evlilik soyadı silindi ve daha sonra mezar taşı tamamen tahrip edildi.

 Ölümünün üzerinden neredeyse yıllar geçmesine rağmen Sylvia Plath’ın eserleri, özgünlüğü sayesinde bugün bile eleştirmenler tarafından eleştirilmeye devam ediliyor. Arkasında bıraktığı eserler yeni şairlere ve yazarlara öncü oluyor.

“Duyuyor musun cıvıldayan çekirgeleri
Nemli çimlerin arasında.
O küçük, parlak ateş böcekleri
Parıldıyor geçtikleri sırada.”

Kaynaklar:

www.poetryfoundation.org/poets/sylvia-plath

www.youtube.com/watch?v=dPZLnrs77Fc

poets.org/poet/sylvia-plath

kayiprihtim.com/liste/sylvia-plath-hayati-hakkinda-bilgi

Yazar: 11 Fen Sınıfı – Elifnur Demircioğlu

Yeni Paylaşım
Eski Paylaşım