Yukarıdaki Fotoğraf : https://kayiprihtim.com/liste/franz-kafka-hakkinda-bilgi/
Fotoğraf: https://www.knesebeck-verlag.de/franz_kafka/p-1/270
20. yüzyılın ve modern Alman edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olan, eserlerinde özellikle yabancılaşma, sosyal dışlanma, kimlik sorunları gibi kavramları işleyen Kafka yalnızlığıyla ön plana çıkmıştır. Kafka ‘Odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?’ derken de, ailesinin yanında da, okulunda da hatta âşık olduğunda bile yalnızdır. O yalnızlığını, “Benim yalnızlığım, insanlarla dolu.” sözleriyle ifade etmiştir.
Kafka 3 Temmuz 1883’te Almanca konuşan, bir Yahudi ailesi olan Hermann Kafka ve Julie Kafkova’nın ilk çocuğu olarak Prag’da dünyaya geldi. Hermann ve Julie’nin toplam altı çocuğu vardı ve Franz en büyük çocuklarıydı. Franz yedi yaşına basmadan bebekken ölen Georg ve Heinrich adlarında iki erkek kardeşi vardı. Nazi Almanya’sının organize ettiği Yahudi soykırımında yani bir Holokost sırasında ölen Gabriele (1889-1944), Valerie (1890-1942) ve Ottilie (1892-1943) adlarında üç kız kardeşe sahipti. Franz en çok Ottilie ile yakınlık kurmuş ve en sevdiği kız kardeşi o olmuştur.
İş günlerinde her iki ebeveyn de evde değildi; bu da Kafka’nın çocukluğunun yalnızlık içinde geçmesive kardeşleriyle birlikte başkaları tarafından yetiştirilmesiyle sonuçlandı. Kafka kötü bir çocukluk geçirmiştir. Kafka, çeşitli aile içi sorunları ve onu hayatı boyunca karşılayan toplumsal sıkıntılardan çevresine yabancılaşarak büyümüştür. Kafka’nın birçok eserinden de anlaşılacağı üzerine babasıyla olan sıkıntılı ilişkisi, babasının otoriter ve baskıcı olması ona duyacağı nefretin temelini oluşturmuştur ayrıca Kafka’nın babasının bu baskın karakteri, Kafka’nın yazıları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Eserlerindeki baba figürleri, her zaman despot, baskıcı, her şeye gücünü yetiren biri olarak tasvir edilir. Kafka’nın en klasik eserlerinden biri olan “Dönüşüm” kitabındaki baba karakteri, buna en güzel örneklerden biridir. Annesi ise babasının aksine sessiz ve utangaç biriydi. Anadil olarak daha çok Almanca konuşan ailesi, Çekçeyi de konuşabiliyordu. Kafka’ da lisede okulun öğretim dili Almanca olmasına rağmen Çekçe konuşma ve yazma eğitimi aldı. Lisede sekiz sene yazma öğrenimi gördükten sonra iyi notlarla okulu bitiren Kafka 1901’de Prag’ın Deutsche Karl-Ferdinands Üniversitesi’ne kabul edildi. Okulu iyi notlar ile bitirdiğinden Kafka, annesi ve babası tarafından Norderney ve Helgolanda birer seyahatle ödüllendirildi. Daha sonra üniversitede Kimya dersleri almaya başladı ancak kimyaya olan ilgisi kısa süren Kafka iki hafta sonra hukuk bölümüne geçti aynı zamanda bir yarıyıl Alman filolojisi ve sanat tarihiyle de ilgilendi. Ayrıca edebi olayları, okumaları ve diğer faaliyetleri organize eden bir öğrenci kulübü olan Lese- und Redehalle der Deutschen Studenten’e (Alman öğrencilerinin Okuma ve Konferans Salonu) katıldı. 5 yıllık bir eğitim serüveni daha sonrasında doktorasını alarak hukuk bölümünde eğitimini tamamladı. Daha sonrasında Albert Weber‘in yanında ücretsiz staj yaptı ve ceza hukuku alanında ilerledi.
Fotoğraf : https://medium.com/the-collector/why-kafka-wrote-such-dark-novels-58ad9d91642d
Franz Kafka çok ünlü olan Assicurazioni Generali adlı İtalyan bir sigorta şirketinde çalışmaya başladı. Kafka’nın Prag’da edebiyat çevresine girmesini sağlayacak olan Max Brod ile bu yıllarda dostluk kurmaya başladı ve eserlerini de o öldüğünde yakılmak üzere bırakacağı kişi de Max Brod oldu.
Bu dönemde Kafka birçok edebiyatçı ile tanışıp görüşmeye başladı bunlardan başlıca olanları: Felix Qeltsch, Oskar Baum, Gustav Janouch ve Franz Werfel’dir. Daha sonra siyasal ve toplumsal olaylara ilgi duymaya başlayan Kafka, önemli Çek siyaset adamlarının toplantılarına katılmaya başladı. Bu sırada Yahudilikle ilgilenip İbranice öğrenmeye başladı ve Max Brod ile Riva, Paris, Weimar, İtalya gibi şehirlere geziler yaptı.
Kafka’nın kadınlarla olan ilişkilerine baktığımızda ise hiç evlenmediği fakat nişanlandığı ve hatta genellikle mektuplaştığı görülmüştür. Kafka bu mektuplarda aşkın gerçekliğine olan şüphelerini, korkularını dile getirmiş, duygularını tüm çıplaklığıyla kaleme almıştır hatta “Milena’ya Mektuplar“ eseri mektuplar sonucunda oluşan Max Brod’un Kafka’nın ölümü sonucunda yakmayıp yayınladığı eserlerden biri olmuştur. Kafka, tanıştığı Felice Bauer’le iki kez nişanlandı. Daha sonra bir gün ansızın ağzından kan gelmesi yani hastalığının başlangıcı Felice’le ilişkilerinin sonu oldu. Yeni bir ilişkiye atılan Kafka, Julie Wohryzek ile nişanlandı fakat bu ilişki de evli Milena Jesenská ile tanışmasıyla son buldu. Kafka, Milena’yla uzun yıllar boyunca mektuplaştı. İkilinin arasındaki mektuplaşmaların zamanla hastalıklı bir hal aldığını fark eden Kafka, bu ilişkiyi sonlandırmıştır. Kafka’nın son ilişkisi ise, ölmeden birkaç ay önce olan Dora Diamant adında ki bir kadındır.
1917’de Kafka verem olduğunu öğrendi. 2 yıl sonra ise geçirdiği ağır gripten dolayı hastaneye kaldırıldı. Kafka’nın maddi durumu kötüydü ve sağlığı gittikçe bozuluyordu. Kafka 3 Haziran 1924’te, Klosterneuburg’da ve 40 yaşında hayatını kaybetti. Hayat, Kafka’ya göre baştan kaybedilmiş bir savaş olarak görülse de bize bıraktığı eserler onu hayatı yenilgiye uğratan ender ve önemli insanlardan birisi yapmıştır.
Kafka kendi eserlerinin büyük bir kısmını yakmıştır. Hasta yatağındayken de dostu Max Brod’dan kalan tüm eserlerini yok etmesini istemiştir ve şunu demiştir; “Günlükler hâlinde arkamda bıraktığım her şey, tüm yazılar, mektuplar (benim yazdıklarım ve aldığım cevaplar), çizimler yakılıp yok edilsin.” Brod, Kafka’nın bu vasiyetine kulak asmayarak birçok eserini yayınlayarak günümüzde ve yıllardır önemli bir yazar haline gelmesini sağlamıştır.
Başlıca Önemli Eserleri:
- Dönüşüm (1915)
- Dava (1925)
- Şato (1926)
- Kayıp (Amerika) (1927)
- Babaya Mektup
- Ceza Sömürgesi
- Milena’ya Mektuplar
Yazar: 2023 – 2024 – 9 Fen Sınıfı – Berra Ekin Avcı