Hayatını Bilime Adayan Kadın: Marie Curie

HomeDergiDoğa Bilimleri

Hayatını Bilime Adayan Kadın: Marie Curie

Yukarıdaki Fotoğraf : popsci.com.tr/radyoaktivitenin-kasifi-marie-curie

Hayatı

Marie Sklodowska, Polonya’nın kötü bir döneminde 1867 yılının 7 Kasım günü Varşova’da Vistula Nehri yakınında doğmuştur. 4 kız 1 erkek 5 çocuktan en küçüğüydü. Ailesi tanınmış isimlerdi. Ama Polonya da çıkan ayaklanmalar yüzünden mal varlıklarını kayıp etmişlerdir. Babası Wladslaw, fizik ve matematik öğretmeniyken annesi Bronislawa ise yatılı okul yöneticisiydi. Marie 7 yaşında annesini tüberkülozdan kayıp etti. Babası da milliyetçi duyguları yüzünden işinden oldu. Marie başarılı bir öğrenciydi. Ancak 19.yüzyıl da üniversite sadece erkeklerin gidebileceği bir yerdi. Gezici üniversite okuyabilirdi ama o zamanlar gezici üniversiteler Ruslardan gizli olarak yapılırdı. Marie ve ablası Fransa’ya gitmek istiyordu. Bu yüzden bir anlaşma yaptılar. Ablası okurken Marie çalışacak, Marie okurken ablası çalışacaktı. Marie bir evde özel öğretmenliğe başladı ve O evde bir adama âşık oldu. Âşık olduğu adamın ailesi Marie yoksul diye buna karşı çıktı.

1891 de Marie, Marie’nin ablası ve ablasının eşi Fransa’ya gittiler. Fransa’da Serbonne Üniversitesi’ne gitti. Fakirdi ama tiyatro benzeri sanat etkinliklerini asla kaçırmadı. Hatta bir tiyatro gösterisinde bile rol aldı. 1893 yılında okulu birincilik ile bitirdi ve Marie de ışık gören bilim insanları ona destek oldular ve Marie’nin bir işi oldu. Farklı çeliklerin kimyasal özellikleri ve manyetik özellikleri hakkında çalıştı.

Pierre Curie

Maria artık laboratuvara ihtiyaç duyuyordu. Marie’nin arkadaşları ona Pierre’yi önerdi. Marie bir süre onunla çalıştı. Pierre 15 yıl önce eşini kayıp etmiş kendini işe vermiş biriydi. Marie ve Pierre bu sürede yakınlaştılar. Pierre, Marie’ye evlenme teklifi etti. Ama Marie Polonya’ya dönmek istediği için onu reddetti. Marie, Polonya’ya gitti ama işler iyi gitmiyordu. Fransa’ya geri döndü. Pierre ise 1895 yılında doktora aldı ve aynı yıl Marie ile evlendi. 1897 yılında da İrene adında çocukları oldu.

Fotoğraf : britannica.com/biography/Pierre-Curie

Çalışmaları

1895 yılında Wilhem Conrad Rontgen, X ışınlarını keşfetti. Ertesi yıl Fransız fizikçi Henri Becquerel, uranyumun fotoğraf kağıdına iz bıraktığını keşfetti. Marie de araştırmalarını buna yönlendirdi. Marie paraları olmadığı için Avusturya’dan Uranyum istedi. Uranyum geldiğinde toprak-taş karışımı bir yığındaydı. Öğrenciler ve Marie 20 kiloluk bu yığınları taşımak zorunda kaldılar. Eriyen kayaçlardan çıkan gaz Marie’yi zatürre yaptı. Pierre bu sırada yalnız başına çalışmak zorunda kaldı.

Curieler tonlarca uraninit (uranyum içeren maden) içinden 10 gram kadar maden tuzu saflaştırdılar. Bu karışım uranyumdan üç kat daha fazla ışıma yapıyordu. Bu ışıma havanın iletkenliğini artırdığını fark ettiler. Curieler uraninitin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyordu. Yorgun hissediyor, vücutlarında kızarıklıklar ve şişlikler çıkıyordu. Çıplak elle uraninite dokunuyorlardı. Bu sırada, Polonyumdan başka bir elementin yaydığı ışımanın olduğunu keşfettiler. Curieler nükleer enerjiyi keşfetmiş oldular. Yeni elemente Radyum adını verdiler. 26 Aralık 1898’de varlığını ilan ettiler.

Nobel

Fotoğraf : www.ansiklopedikbilgiler.com/ilk-nobel-odulunu-alan-kadin-marie-curie

Curielerin yeni bir element bulmaları onları ünlü etti. 1903 yılında Nobel Ödülleri açıklanacaktı. Bu sırada İsveçli matematikçi Magnus Gösta Mittag- Leffleri’ den bir mektup geldi. Nobel Fizik Ödülü, “Radyasyonun keşfi” dolayısıyla Pierre ve Henri Becquerel’e verilecekti. Pierre bunu kabul etmedi ve Marie’nin isminin de yazılmasını istediği bir mektup gönderdi ve kabul edildi, ödülü aldılar. Kazandıkları para ödülünü de araştırmalarına harcadılar. Marie’nin başarısı diğer kadınlar içinde bir umut olmuştu. Bu arada Pierre, Sarbonne Üniversitesi’nde profesörlük yapmaya başladı ve radyasyonun tümörü yok edebileceği keşfedildi. Pierre ve Marie’nin ikinci çocuğu Eve dünyaya geldi ama kötü haber yakındı. 1906 yılında Paris yağmurluydu ve Pierre’nin ayağı yere takıldı bu sırada da bir at arabası onu ezip öldürdü. 47 yaşında ölmüş oldu. Marie 9 yaşındaki İrrene ve 1,5 yaşındaki Eve ile yalnız kaldı. Neyse ki Pierre’nin çalıştığı üniversite, Pierre’nin yerini Marie’ye teklif ettiler. Bu sayede Marie üniversite de profesörlük yapan ilk kadın oldu.

Marie bir sürü dil konuşabiliyordu. Lehçe, Rusça, Fransızca, Almanca ve İngilizce biliyordu. Ama bazı cinsiyetçi insanlar ve onu kıskananlar aksanı ile bile dalga geçiyordu. Marie bunları takmadı ve enerjisini radyumu saflaştırmaya harcadı. Amerikalı sanayici Andrew Carnegie, Marie’ye 50 bin dolar bağışladı. Einstein de onun destekçilerinden biriydi. Marie’yi eleştirenlere “sürüngenler” diyordu. Marie ve Einstein’nın arkadaşlıkları uzun bir süre deva etti.

1911 de Marie Curie, Nobel Kimya Ödülü’nü aldı. Bu onun 2. Nobel Ödülü oldu. 1914 yılında Paris’te Radyum Enstitüsü Curie Laboratuvarı’nın yöneticisi oldu. Tıbbi alanda çalışmaları da es geçmedi.

Çalışmaları boyunca Marie çok fazla radyasyon almıştı. 1934 yılında Fransa’nın Savoy kentinde kan kanseri yüzünden hayatını kaybetti. Marie’ye “bilim için ölen” kadın da denir.

Kaynaklar

https://evrimagaci.org/marie-curie-kimdir-ne-yapmistir-neler-basarmistir-1636

Yazar: 9 Fen Sınıfı – Mina Vural