Yukarıdaki fotoğraf: www.cydd.org.tr/haber/turkan-saylanin-hayati-tum-kadinlara-ornek-olsun-983/
Eski zamanların korkulu hastalığı olan cüzzamın tedavisi, kız çocuklarının okutulup eğitim görmesi ve insan haklarında ülkemiz adına büyük başarılara ve ödüllere imza atmış bir kadın savaşçı; Türkan Saylan…
“Eğer bir yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur.”
Fotoğraf: www.cydd.org.tr/haber/turkan-saylanin-hayati-tum-kadinlara-ornek-olsun-983
Türkan saylan, 13 Aralık 1935 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Babası Cumhuriyet döneminin ilk müteahhitlerinden Fasih Gali Bey’dir. Annesi evlendikten sora leyla ismini alarak Müslüman olan İsviçreli Lili Mina Raiman’dır. 5 kardeş olan Saylan, en büyük kardeştir. İlkokul, ortaokul ve liseyi kandilli kız lisesinde okuyan saylan 1953’te mezun olmuştur. 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Mezun olduğu üniversitede Dermatoloji anabilim dalında başasistan olarak görev almıştır.
İngiliz Kültür Heyeti’nin bursuyla 1971 yılında İngiltere’de eğitim görmüştür. 1972 yılında doçent unvanını alan saylan, 1977 yılında profesör olmuştur. 1982-1987 yıllarında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı.
Cüzzam ile ilgili çalışmalarına 1976 yılında başladı. Türkiye’de cüzzam hastalığı bitirmeyi hedefleyen Prof. Dr. Seyhan Çelikoğlu ile birlikte çalışmalara başlamışlardır. Cüzzamla savaş derneği ve vakfını kurdu. Kurdukları dernek sayesinde Türkiye’nin her yanında çalışmalar başlatıldı ve cüzzam hasta sayılarında büyük bir düşüş yaşandı. Saylanın bu başarıları ve çalışmaları sayesinde ilk ödülünü 1986 yılında Hindistan’da “Uluslararası Gandhi Ödülü” verilmiştir.
Dünya sağlık örgütünün cüzzam konusunda danışmanlığını yapmıştır. Uluslararası cüzzam birliğinde hem kurucu üye hem de başkan yardımcılığı görevlerini üstlenmiştir. Dermatoloji Kliniği öğretim üyesi olarak 2002 yılı sonuna kadar çalıştı.
9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde sosyal hizmetler danışma kurulu üyeliğine seçilmiştir. 2 Şubat 2001 tarihinde 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Üniversitelerarası Kurul kontenjanında 2001’de YÖK tarafından üyeliğiyle görevlendirilmiştir. 13 Aralık 2002’de emekli olmuştur.
Fotoğraf: www.cumhuriyet.com.tr/yasam/turkan-saylan-kimdir-neden-vefat-etti-kac-yasindaydi-iste-hayat-hikayesi-1916436
Saylan 1957 yılında bir evlilik yapmıştır. Bu evlilikten 2 oğlu oldu. 9 yıl birliktelik gösterdiler fakat boşandılar ve saylan ikinci evliliğini yaptı fakat ondan da boşanmıştır. Bir daha da evlenmemiştir. İlk evliliğinden olan 2 çocuğundan 2 torunu vardır.
Türkan saylan son 17 yıldır meme kanseriydi. 18 Mayıs 2009 tarihinde saat 04.45 geçe 74 yaşında hayatını kaybetmiştir. Vefat ettiğinde gönüllü kuruluş olarak CYDD’nin genel başkanlığını, TÜRKÇAĞ ve KANKEV Vakfı Başkanlığı ile Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı Başkanlığı’nı sürdürmekteydi.
2009 yılında Ayşe Kulin’in yazmış olduğu “tek ve tek başına: Türkan” adlı kitapta Türkan Saylan’ın hayatı anlatılmıştır. Bu roman 2010 yılında senaryolaştırılmıştır ve dizi haline getirilmiştir.
Fotoğraf: www.vehbikocodulu.com/odul-alanlar/2009/turkan-saylan
Türkan Saylan’ın aldığı ödüller
- 1996’da İstanbul Üniversitesi tarafından kendisine “Atatürk İlke ve Devrimleri” ödülü verilmiştir.
- İngiltere dermatologlarının derneği olan Dowling Kulübü (1978) ve “Kuzey Amerika Klinik Dermatoloji Derneği” (1996) tarafından onur üyesi seçilmiştir.
- “Atatürk İlke ve Devrimleri Ödülü” İstanbul Üniversitesi (1996),
- “Ülkemizde Yılın Kadını Ödülü” (1990),
- “Melvin Jones Ödülü” (1991)
gibi birçok ödüle sahiptir. Toplam 440 yayını bulunan saylanın. 50’si yabancı dergilerde yayılanmış olan tıbbi çalışmalar, 204’ü sosyal ve siyasal içeriği olan makaleler, 186’sı araştırma, olgu ve derleme bildirimleridir.
Kitapları
- At Kız
- Yer Gök Dört Duvar
- Geçmişten Geleceğe Radyo
- Hekim Olmak
- Son Nefeste Son Savunma
Zülfü Livaneli’nin Türkan Saylan’a yazılan şiir
Doğu’da bir köy gördüm
dağların arasında,
öyle mahzun, çaresiz,
kalakalmış.
Çıplak kavakları bile
hüzünlü kalemler gibi
kara saplanmış.
Köyün ortasında bir okul
Ve tezek sobasıyla ısınmaya çalışan çocuklar.
Bir bıcırık kız,
Yanında bir karamuk oğlan.
Buz gibi elleri
ama gözleri ahu,
gözleri ceylan.
Adın ne dedim kıza
Dedi: Benim adım Türkan.
Oğlan ekledi: Benimki de Saylan.
Dedim;
Dayan yüreğim dayan.
Madem ki bu çocuklar Türkan
Madem ki bu çocuklar Saylan
Gelecek onlarındır,
Gerisi yalan.
Değişir bu düzen
Döner bu devran
Yazar: 10 Fen Sınıfı – Ela Nur Özkar