İnka Medeniyeti

HomeDergiSosyal Bilimler

İnka Medeniyeti

Yukarıdaki fotoğraf: www.worldhistory.org/trans/tr/1-12495/inka-imparatorlugu

İnka Medeniyeti M.S 15 ile 16. Yüzyıllar arasında Ekvator, Peru, Bolivya ve Kuzey Şili gibi topraklara yayılmış geniş bir uygarlıktır. Yıllarca İspanyol sömürgecilerin istilası altında kaldıklarından dolayı tarih sahnesinden silinmişlerdir. Bu yağma ve sömürgecilik olaylarından dolayı günümüzde İnkalarla ilgili oldukça az sayıda bilgiye ulaşılabilmiştir. Bu yüzden İnkalar hakkındaki çoğu bilgi efsanelere dayalıdır. Bir efsaneye göre İnka medeniyetinin kuruluşu şu şekildedir: Dört kardeş eşlerini de yanlarına alarak yaşadıkları mağara olan Pacaru Tampu’yu terk ederler. Bu kardeşlerden birisi olan Ayar Manco; günümüzde Cuzco Vadisi olarak adlandırılan yere yerleşerek İnka Medeniyetinin temelini atar. İnkalar Ayar Manco’yu ilk imparatorları olarak kabul ederler ve adını efsanelerde kurucu kahraman ve tanrı olarak onurlandırırlar.

İnkalar And Dağlarının yaklaşık olarak 3400 metre yüksekliğindeki Cuzco havzasında yaşamaya başlamışlardır. Zaman geçtikçe bu bölgede geniş bir ulaşım ağına ulaşmışlar, ileri düzeyde tarım teknikleri kullanarak büyük ve gelişmiş bir uygarlığa dönüşmüşlerdir. İnkaların bu düzeyde efsaneleşmiş olmalarının bir sebebi de savaşçı kabile reisleri olmuştur. Bazen inandırma ve manipülasyon, gerektiğinde ise kaba kuvvet kullanarak karada ve kıyıda sayısız imparatorluğu egemenlikleri altına almışlardır.

Fotoğraf: www.machupicchuperutours.com/en/guide/social-organization-of-the-incas

Kast sistemiyle yönetilen İnka Medeniyeti katı bir Hiyerarşi üzerine kuruluydu. Sapa İnka unvanını taşıyan hükümdar, tüm iktidarı kendi elinde tutmaktaydı. Sahip olduğu şöhret yaptığı fetihlerdeki başarısından dolayı değil; kutsal kişiliğinden dolayıydı. O; halkının gözünde Güneş’in oğlu olarak anılıyordu. İnkaların atası Güneş’ti. Güneş’in oğlu olan imparator tanrılar halkını korur ve onları gözetirdi. Toplumun düzenini sağlarlardı. Ölen imparatorlarının cesedi mumyalanır, Cuzco’da bulunan Güneş Tapınağına konulurdu. Yalnızca ilk efsanevi hükümdarın soyundan gelen erkek evlatları imparator olabilirdi.İnkaların toplumsal yapısını “Ayllu” adı verilen sistem oluşturuyordu. Bu sisteme göre 300’e yakın aile üyesi toprakları kendi aralarında paylaştırarak karşılıklı yardımlaşıyorlardı. Topraklar bütün halkın ortak mülkiyetiydi. Toprak üç kısma ayrılırdı. Birinci kısım devlet tarafından işletilir, ikinci kısım rahiplerin erzak ve mal ihtiyaçlarını karşılamak için ekilir, üçüncü kısım ise köylülerin kullanımına bırakılırdı. Köylülerin, izin olmadan bu toprağı terk etmeleri katiyen yasaktı.Yapıtlarının bazıları günümüze kadar gelmiş olan İnkalar, mimaride oldukça gelişmişlerdi. Binaları düzgün çokgen şeklinde yaparak birbirinden dayanıklı surlar ve duvarlar inşa etmişlerdi. Bu sayede civarda sıklıkla meydana gelen depremlere karşı oldukça az hasar alarak mimarilerini daha da geliştirmişlerdir. Bunun en bilinen örnekleri; Moray Tapınağı, Winay Wayna Tapınağı, Coricancha Tapınağı, “yüksek şehir” anlamına gelen Llactapata ve Isla Del Sol adı verilen tapınaktır.Bütün bunları yaparken yazıyı keşfedememiş olmaları gerçeği ise bilim adamlarını günümüzde bile hayrete düşürmektedir.

Kaynaklar

worldhistory.org/trans/tr/1-12495/inka-imparatorlugu

tatileksper.com/blog/inka-medeniyeti-hakkinda-bilinmeyenler

milliyet.com.tr/molatik/galeri/inkalar-kimdir-hangi-ulkede-yasadilar-inkalarin-tarihi-hakkinda-bilgiler-74427/4

Yazar: 11 Fen Sınıfı – Çağan Aksoy

Yeni Paylaşım
Eski Paylaşım